DİJİTAL DÖNÜŞÜME NASIL AYAK UYDURURSUNUZ?

Bundan on yıllar önce bilgisayarın hayatımıza girmesiyle birlikte dünyada dijitalleşme süreci de başladı. Bu süreç ilk yıllarda bir hayli yavaş ilerlese de son yıllarda inanılmaz bir hızla günlük hayat ile birlikte iş hayatını da değiştiriyor. Hızla değişen dünyada ve iş hayatında işletmeler dijital dönüşüme ayak uyduramazlarsa çağın gerisinde kalıp kaybetmeye mahkum olacak gibi görünüyor.

Dijital dönüşüm deyince akla ilk gelenler elbette Sanayi 4.0 ile tüm sektörlerin gündemine giren Nesnelerin İnterneti, Büyük Veri, 3D Yazıcılar, Bulut Bilişim gibi teknolojiler oluyor. Ancak bu gündem konularının detaylarından çok şirketlere neler getirdiklerine bakmak lazım; şirketlerin iş yapış şekillerini tamamen değiştiriyorlar. İşte bu noktada şirketler alarm vermeye başlıyor. Nasıl olacak da bu değişime ayak uydurulacak? Yok mudur bunun bir reçetesi?

Şirketin kurum kültürüne, üst yönetimin dijitalleşmeye olan inancına, müşteri ihtiyaçlarına ve sektörün gerekliliklerine göre elbette değişiklik gösterse de, dijital dönüşüm için 5 temel adımı atmak neredeyse bir zorunluluk.

1- Öncelikle pazarı analiz edin: Büyük adımlar atmadan önce şirketinizin dijital olgunlukta hangi aşamada olduğunu değerlendirerek başlayın. Pazardaki rakiplerinizin kim olduğunu, büyüklüklerini, dijitalleşme oranlarını araştırın. Günümüzde ne yazık ki pek çok şirket dijital dönüşüme olan ihtiyaçlarının ya farkında değil ya da bu sürece nasıl girmesi gerektiği konusunda yeterince bilgi sahibi değil. Değişime adım atmadan önce müşterilerinize dijitalleşememenin getirdiği engeller olmadan nasıl hizmet verebileceğinizi bir düşünün

2- Müşteri analizi yapın: Dijital dönüşüm şirketinizin içinde, bilgi teknolojileri veya pazarlama bölümünüzde değil tam da müşterilerinize dokunduğunuz noktada başlıyor. Dolayısıyla bu aşamada atmanız gereken ilk adım müşterilerinizi ve beklentilerini çok iyi anlamak olmalı. Müşterilerinizin size hangi kanallardan ulaştığı çok önemli bir kriter. Bunu net bir şekilde belirledikten sonra hizmet verdiğiniz sektörün gerekliliklerine göre müşteri deneyimini en üst seviyeye çıkartabilirsiniz.

3- Şirketinizi hazırlayın: Değişim sadece bir noktada değil, en alttan en üste kadar her kademede olmalı. Bunun için şirketinizde size inanan, güvenen, destekleyen yöneticiler, öncüler belirleyin. Ama en önemlisi bu değişim sürecinin mutlaka bir lideri olsun.

4- Çevik, dinamik bir ortam yaratın: Diyelim ki dönüşüm sürecini yönetecek ekibi kurdunuz, o zaman sırada sektörünüzün kültürünü ve çevresini analiz etmek var demektir. Eğer dinamik bir ortam yaratamazsanız dijital dünyanın hızına yetişmeniz de mümkün olmayacaktır. Dinamikleşmek elbette bugünden yarına olacak bir şey değil; bu daha çok iş yapış seklinin, şirket kültürünün, yönetim felsefesinin değişmesi anlamına geliyor. Önemli olan yeni uygulamaları hayata en doğru ve en hızlı şekilde geçirebileceğiniz temellerin sağlam olması ve yenilikçilik kültürünün yerleştirilebilmesi.

5- Önünüzdeki engelleri kaldırın: Dijital dönüşümün temelinde insan ve teknoloji yer alıyor. Ancak kimi zaman önünüze beklenmedik engeller çıkabiliyor. Artık dijital strateji şirketinizin ayrılmaz bir parçası haline gelmeli.

Yeni bir teknolojiyi uygulamaya başlamak, dijital dönüşüm elbette bir anlık değil, şirketlerin gelecekte varlıklarını sürdürebilmeleri için altına imza atmaları gereken bir karar, vermeleri gereken bir söz. Bir şirketin kendisini ‘dijital şirket’ olarak konumlandırabilmesi için sürekli yeni teknolojileri kullanma ihtiyacı ve gerekliliğini hissedecek bir anlayışa sahip olması gerekiyor.

DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE E-FATURA

Hayatlarımız teknoloji etkisiyle hızla değişirken üretim ve ticaretin değişmemesi düşünülemezdi. Uçak biletini acenteden alan kaldı mı aranızda? Hatta sinema bileti için bile gişeye gitmiyoruz değil mi? Bireylerin değişen alışkanlıkları, şirketlerin iş yapış biçimlerini ve organizasyonlarını da etkiliyor şüphesiz. Dijital dönüşüm işte bizim tüketici ve müşteri olarak taleplerimizle aslında hızla yayılıyor.

Nasıl bir değişimden bahsediyoruz? Dijital dönüşümü, şirketlerin ve markaların dijitalleşme öncesi eski tekniklerinden kurtulup, teknolojiyi üretim, pazarlama, denetim, vergi, faturalandırma, ölçeklendirme gibi süreçlerinde kullanmaları olarak özetleyebiliriz. Tabii ki her ülkede, markada farklı noktaları ele alınan, şirket yapılarına göre değişen bir süreç bu. Ama genel olarak dünyada çok daha önce başlamış, ülkemizde de hızla yayılım gösteren yeni dünya düzeninin olmazsa olmaz bir parçası olarak nitelendirilebilir.

Aslında 4. sanayi devrimi de yakın zamanda gerçekleşti

Bildiğiniz gibi Dünya’nın kaderini değiştiren ilk devrim, sanayi devrimi, buharlı makineleri hayatımıza soktu ve özellikle tekstil ve yolculuk sektörlerinde çığır açtı. 2. sanayi devrimi ile seri üretime geçildi ve bu hız arzı, talebi, şirketlerin ve ülkelerin kaderini değiştirdi. 3. Devrim elektroniğin devreye girmesiyle makinenin insan gücünü ele geçirmesiyle gerçekleşti. Şimdi dijital dönüşüm için sanayinin ve ticaretin 4.Devrimi diyebiliriz rahatlıkla. Sadece üretim süreçlerinde de değil üstelik, satış, pazarlama gibi tüm yapıyı etkileyen bir devrimden bahsediyoruz bu sefer.

Devrimin gerisinde kalan yok olacak

Amerika’nın en büyük araştırma şirketlerinden birinin “Worldwide CIO Agenda 2016 Predictions” raporuna göre dünyadaki büyük şirketler dijital dönüşüm içine girmedikleri taktirde 5 yıl içerisinde sektörlere yeni giren şirketlerin tehtidi altında olacak ve bazıları buna dayanamayıp ciddi yaralar alacak.

Yeni gelen, yeni nesil start-up’lar dijital dönüşüme adapte doğdukları için büyük bir tehdit oluşturuyorlar ama aslında büyük şirketler bugün karar verip iyi ortaklarla hızlı yapılanmalar içine girerlerse dönüşümü yakalayabilir ve bundan etkilenmeyebilirler.

Bu değişim için şirketlerin attığı adımların yanı sıra ülke politikaları da tabii ki çok önemli. Hem kamu hem özel sektör için öncü olan ülkeler adaptasyonu çok daha kolay hale getiriyorlar.